27 Ağustos 2007

MİKRODALGA DA KEK TARİFİ MÜKEMMEL SONUÇ

http://www.devletsah.com/mikrodalgada-brownie/ tarif buradan alınmıştır.

Mikrodalgada Brownie

Sevgili Figen’in 5, benim 7 dakikada mikrodalgada yaptığım brownie.
Malzemeler
1 su bardağı
1,5 su bardağı
1 su bardağı
4 yemek kaşığı
3 adet
1,5 su bardağı
1 paket
1 paket
Hazırlanışı
Yumurta ve şeker iyice çırpılır.
Yağ ilave edilir.
Süt eklenir.
Kakao ve vanilya katılıp, çırpılır.
Kakaolu karışımdan 2 su bardağı bir kenara ayrılır.
Kalan karışıma un ve kabartma tozu karıştırılır.
Yağlanan kalıba hamur konulur.
Mikrodalga fırında 650 watt’ta 7 dakikada brownie pişirilir.
Kek sıcakken kesilip ayrılan kakaolu karışım üzerine dökülür.

Not: Denemek için epey bekledim. Ama piştiğinde gözlerime inanamadım. Bundan sonra galiba bütün kekleri mikrodalga fırında yapacağım. 40 - 45 dakika fırının çalışmasına göre daha ekonomik. Ve daha az sıcak. Teşekkürler Figen ve Güzide.

BÖYLESİ DAHA GÜZEL

Herkesin kandilini kutlu olsun.

Başladığım günden beri yürüyüşlerime aksatmadan gidiyorum. Bana bir şeyler oldu galiba. Hayat daha bir güzel bugünlerde. Regl olmama ragmen 58,80 deyim. Yiyecekleri çok fazla abartmıyorum. Günlük kalorim ise 800-900 arasında. Biliyorum ne kadar az yiyorsun diyeceksiniz ama. Benim bünyemde böyle. Çok yemeğe gelmiyor. Hemen kilo alıveriyorum. Dikkatli ve sporla kilolar takır takır gidiveriyor. Çok mutluyum.

İkinci mutluluğum ise eşim sigarayı bırakıyor. Hemen hemen bir aydır uğraşıyor. Günde 2 paket sigara içen eşim günde 3 adete düşürdü. Şimdi sigara aşığı olan eşim böyle bir konuda azimli davranıp yapabiliyorsa bende kendimle gurur duymak için kilo verme işini daha sıkı yapacağım.

Dün sabah kahvaltısında ise misafirim vardı. Onlar yedik içtik güzelleştik. Dün birde hayatımın rekorunu kırdım. 3 hafta üst üste Nazilli ye gittim. Artık haftaya gitmeyeceğim. Nazilli den döndüğümüzde ise Aylin in önerdiği mikodalgada browni tarifi vardı. Ne zamandır aklımdaydı. Eşimde yemeği öğleden sonra yeyince o saate kadar açıkmıştı. Oğlum ise anne ben yapabilirmiyim keki dedi. Ben de tamam dedim. Tarifi önüne koydum. Malzemeleri verdim. O hepsini yaptı. Yaparkenki zevkini göreceksiniz. Sanki usta aşçı edasında. Bitirdi. Kalıba döktük. Sonra sandelyelerimizi alıp mikrodalganın önüne geçtik. 7 dk. ayarladık. Kek 7.dk bişiverdi. Zaten çayımız hazırdı. Kekin üzerine dökmek için sos ayırmıştım. Ama kabım dar olduğu için hepsini sığdıramadım. Ancak bir bardak sosu dökebildim. Müthiş bir kek olmuştu. Bir tepsi kekten ben sadece 1 dilim eşim 3 dilim oğlum 3 dilim yemişlerdi. Kalan dilimleri ise babaannemize gönderdim. Kayınvalidem şok. Bu kadar kısa sürede kek nasıl pişti. Ama tat mükemmel. Herkese tavsiye ederim. Yalnız biraz derin kap kullanınız.
Hadi hepimize kolay gelsin....

24 Ağustos 2007

START 1.GÜN


Bugün 1.gün. Sabah yürüyüşümü yaptım. Hemde 2 saat. İyi ter attım doğrusu. Kendime de bir yürüyüş arkadaşı buldum. Bundan sonra onunla birlikte yürüyeceğiz. Arkadaşımın 1-2 kilo fazlalığı kaldı. 10 kilo kadar vermiş. Sadece şu an koruma amaçlı yürüyor. Bende o günlere gelebilecek miyim? İnşallah diyorum. Ve bu sefer olacak arkadaşlar diyorum. Dün akşam normalde akşam yemeklerini yemiyecektim. Bu son kez psikolojisi nedeniyle olsa gerek yedim. O kadar yediğimi ancak sabah ki 2 saatlik yürüyüş kurtarabildi. Kilo almak ne kadar kolayda vermek niye bu kadar zor allahım. Hadi hepimize kolay gelsin. Biraz kısa oldu ama yazmamaktan iyidir.

23 Ağustos 2007

YARIN START


Yarın start alıyorum arkadaşlar. En sonunda kendime uygun bir şeyler bulabildim. Esasında sürekli arıyordum. Nasıl yaparım diye. Kendime en sonunda excelde bir çalışma yaptım. Neyi ne kadar kaç kalori olduğunu gösteren bir çizelge yaptım. Burdan günlük kaç kalori aldığımı görebileceğim. Eskiden bloguma yazıyordum ama kalorileri yazamıyordum. http://www.formdakal.com/tr/home/default.asp bu site ise kendine göre kalori hesaplaması var. Biraz yapıyorum sonra ipin ucu kaçıyor. Birde kendim günlük olarak yazdığım excel dosyam var.Bunu hergün yazıyorum. Bu excel dosyamı google da belgeler içine kayıt yapabildim. Ve aynı kaydı Sende Zayıfla sitesine de ekleyebildim. Böylelikle bir defa yazarak işimi halletmiş olacağım. Herşeyim işyerindeki bilgisayarda olması nedeniyle de evden çok fazla uğraşamıyordum. Herhalde işim muhasebe olduğu için kendimi hesap kitaba yatkın bulurum. Her şey matematiksel olacak diye düşünürüm nedense. Aklıma yattığı için olsa gerek. Miktarlar ölçülecek kaloriler belirlenecek. Şu ana kadar kafama göre yapmıştım. Onu yersem olmaz bunu yemeliyim diye. Allaha şükür verdim ama artık hedefim 48 olunca daha disiplinli olmam gerektiğini biliyorum. Aylık % 5 vücudumun ağırlığını kaybedersem yeni yıla 48 kilo ile girebilirim. Çünkü 2008 yılında kayınbiraderimin düğünü ve oğlumun sünnet düğünü var. O zamana kadar kilo problemim olmamalı.
yapacaklarım ise
1- Günlük her sabah 1-1,5 saat yürüyüş yapılacak. Çünkü spor olmayınca olmuyor bu bir gerçek. Şimdiye kadar sporsuz verdim ama bundan sonra verebilmek için yürüyüş yapmalıyım.
2- kahvaltı kesinlikle evde yapılıp gelinecek. İşyerinde yaptığım zaman ne yediğimin farkına varmıyorum. Çünkü çok fazla yeniyor. Hele bir arkadaşımız ben açım diye mağazaya giriyor. Bu da beni yemeye şevk ettiriyor.
3- Öğle yemekleri için arkadaşlarla birlikte yiyoruz. Evden yemek getiriyoruz. Çeşit çok oluyor. Kendimi kasıyorum. Miktarları evde ölçüp yemek kaplarına yemeğimi koyup getirmeliyim.
4-Akşam yemeklerimi kaldırıyorum. Kayınvalideme de dün söyledim. Bundan sonra akşamları yemek yemiyeceğim diye. Tabi kızdı. Benim canım yemek yemek istemese bile kayınvalidem yemek yapıyor diye kendimi yemek zorunluluğu hissediyorum. Sırf ayıp olmasın diye kilolarımla yaşamaya niyetim yok benim. Bunu bilsin istedim.

20 Ağustos 2007

Yeni Bir Ben


Dün doğum günümdü. Şöyle kendimi bir dönüp baktım. Geçen yıl bu zamanlar 66 kiloymuşum. 7 kilo vermişim. Güzel bir rakam ama istediğim rakam değil. Ben yeni bir ben yaratmak istiyorum. Kendime verdiğim sözleri önceden tutardım. Ama şimdilerde daha doğrusu bu kilo işleriyle ilgili sözler olunca fazla tutamadım gibi geliyor bana. O yüzden kendime biraz kızar oldum. Yeni bir yaşa girdim. Belkide yaşlanıyorum belki o yüzden mi bilmiyorum. Kendime olan güvenimi sağlamlaştırmak istiyorum. O yüzden bir sonraki yaşıma kadar 48 olmak istiyorum. Ben buna başarmak istiyorum. Bundan sonra kendime planlı programlı bir şeyler yapmak istiyorum. Kendime kalori hesaplaması yapmam gerek diye düşünüyorum. Evimde bunun için zaten bir mutfak tartım var. Onu kullanabilirim. Ama detaylı bilmiyorum. Bunu araştırmam gerek. Veya bir doktorla görüşmem lazım. Bugünden itibaren yeni bir ben olmak için elimden geleni yapacağım.

15 Ağustos 2007

Tertemiz


Dün işten çıkınca doğum yapacak olan arkadaşıma uğradım. Sonra hemen eve yol aldım. Bizimkiler yemeklerini yemelerini söylemiştim. Ama yememişler beni beklemişler. Ben oturdum yedim. Ama az yedim. Sonra şöyle koltukta mayışırken eşim elektrik süpürgesini getirdi. Bİz bugün temizlik yapacağız değil mi diye.Hiç mi hiç canım istemiyordu. Onu öyle görünce kendime haydi tembellik yok diye temizliğe başladım. İlk önce çamaşırları attım. (4 defa makineyi çalıştırmışım. Allahtan yaz günü. Makineden diğer çamaşırlar çıkıncaya kadar kuruyor. Sonra evin tozunu aldım. Sonrada yerleri sildim. Yalnız benim temizlik yaparken 2 büyük dostum var. Birincisini biliyorsunuz eşim. En büyük yardımcım. İkincisi ise geçen yıl arkadaşımdan aldığım cam ve yağ bezi. http://www.vms.com.tr/category_detail.asp?ID=11 Bu iki üründen kullanıyorum. Eskiden silerdim arkadan kurulardım. Tekrar silerdim. Genelde beğenmezdim. Deterjanlar değiştirirdim. Şimdi ise bu iki bez sayesinde işlerim çok hafifledi. Cam bezi ile mobilya ve camlarımı siliyorum. Kesinlikle deterjan kullanılmıyor bu bezlerde. Kirlendiğinde ılık sabunlu su ile yıkıyorsunuz.Ve kurulama yapmıyorum. Ne bir dalga nede bir kurulama gerektiriyor. Yağ bezini ise ankastre ürünlerde ve tezgah üzeri için kullanıyorum. Ankastre ürünlerde ise bu bez dışındakiler dalga ve leke bırakıyor. Hayatıma bunlar girince dünkü işlerimde çacucak bitiverdi. Bende bugünlerde bir takıntı var arkadaşlar. Bir digital fot. makinesi alınca gösteririm. Bir düzen hastalığı başladı. En son yaptığım ise buzluktaki kış için hazırlıklarımı normalde buzdolabı poşeti içine koyardım öyle kaldırırdım. Şimdi onlar için küçük kutular ayarlıyorum. Ve içine koyup öyle kaldırıyorum. Hepsi çok güzel görünüyor. İçindeki malzeyi küçük etiketler yapıp yazıyorum. Hepsi kitap gibi görünüyor.Manyak falan diyeceksiniz biliyorum ama bugünlerde bu başladı bende. Daha önce aynı şeyi buzdolabın içi için yapmıştım. Kayınvalideminde hoşuna gitmiş. O da bu şekilde düzenlemişti. İşyerinde bile gözüme kutu kestirmeye başladım. İşte küpelerimi hepsine ayrı ayrı koyabileğim bir şeyler için de düşünüyorum. Bayağı yorulmuşum. Yattığımda saat 1 e geliyordu. Sabah kalkamadım. Yürüyüşe de yarın gideceğim. Belki bu akşamda gidebilirim.
Sabah: 1 armut
öğle: taze börülce domates salatalık yoğurt
öğleden sonra: 1 salkım üzüm
akşam:2 adet dolma
yatmadan önce: 3 adet taze incir
ve sabah tartıldım 200 gr daha gitmiş. 58,80 deyim şu anda. temizlik vücudumuda yaramış galiba. Regl olmadan önce 58,50 düşmeyi isterim. Hadi bakalım kolay gelsin hepinize.

14 Ağustos 2007

KOŞ KOŞ


Bugün nihayet kaç zamandır gidemediğim yürüyüşümü başladım. 1,5 saat kadar yürüdüm. Şeytanın bacağını kırdım. Bundan sonra hergün yürüyeceğim. Asıl hedefim 2 saatti ama evde işlerim vardı. O yüzden onları yapmadanda çıkmak istemedim. Bu akşamda evi bir güzel elden geçirmek zaman. Hafta sonu full geçince evdeki işler yattı. İlk önce temizlik yapmalı sonra da ütü işlerim var. Hepsi bu akşama bitirir miyim acaba. Eşim yardım ederse bitiririm. Sabah evden çıkarken mesajı verdim zaten. O anlamıştır. Canım kocam benim. Evde süpürme işi ona ait. Makine çok ağır olunca ben pek kaldıramıyorum. Ne akla hizmet aldıysam. Halı yıkamalı olanlardan. Halıyı kaç defa yıkadın diye soracak olursanız. 6-7 i geçmez arkadaşlar. Halı yıkamacılar 12 ytl ye yıkıyor. Onları veriyorum. Rahat oluyor böyle. Dün neler yediğime gelince
sabah: 5 adet altınbaşak, dom, salatalık, peynir
öğle: 4 kaşık bamye 2 kaşık patlıcan 1 dilim ekmek
öğleden sonra:1 salkım üzüm
akşam: 2 adet dolma 1 dilim ekmek 1 top dondurma

13 Ağustos 2007

PAZAR +500


Bir pazar günü 500 gr nasıl alınır arkadaşlar anlatayım. Ben pazarlardan nefret ediyorum.
Cumartesi akşamı Nazilli'ye gidecektim. Gidemedim. Eleman yetersizliği vardı. Ben de pazar sabahı gideyim dedim. Pazar sabahı ise oğlum beni uyandırmak için bir girişimde bulundu. Ama yorgun olmam nedeniyle "annem biraz sonra" deyip başımdan savdım. İkinci gelişinde ise artık kalkmam gerek diye yataktan kalktım. Herhalde saat 9-10 olmuştur diye geçirdim içimden. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saate bir baktım saat 7.15 i gösteriyordu. Aklımdan oğlum 1.kaldırma çalışmaları ne zamandı acaba diye düşündüm. Gece uyumadı mı acaba? Hemen çantamızı hazırlayıp kahvaltımızı yapıp yollara düştük oğluşla. Eşim bizimle gelmedi. Malum düğün sünnet mevsimi. O da Denizli de kalıp sünnet ve düğünlere katılıp ailemiz adına temsil edecekti. Ne güzel bir paylaşma olmuştu. Saat 8,30 a otobüse bindik. Garajdan çıkar çıkmaz ilk ışıklarda bizim otobüs öndeki otobüsü ışıklarda yanına sokulayım derken arkadan çarptık. Bayağı bir bekledik. Nazilli ye 9,30 yerine 10.30 gibi varabildik.Be nedenle Aydın da yapılacak olan sünnete geç kalmamız nedeniyle gidemedik.
Yeğenlerim annanesindeymiş. Annem görünce çok sevindi. Hemen bir kahvaltı yapalım dediler. Biz yapıp geldik deyince onlar yediler. Sonra kış için buzluğa bir şeyler koymak için pazara gitti. Daha ucuz olur diye düşünüyordum. 3 kilo börülce aldım 3 ytl den. 1.5 kilo da bamye aldım. Kilosu 3 ytl idi. onunda. Genelde buzluğa kışın yenmek üzere bir şeyler koyma işini kayınvalidem yapar. Malum bunlarıda öğrenmek gerek. Ben börülceleri doğrayıp getirdim. Bu akşamda onları yıkayıp domates ile biraz sarartıp sonra buzluğa koyacağım. (Farklı bir yöntem biliyorsanız lütfen yazınız.)Sonra pazarda çocukluğumuzda yaptığımız gibi kar helvası yedik. (Zannedersem başka bir yerde yapılmıyor. Kışdan karları çuvalların içine doldurulur. Ve dağda kuyu kazılıp toprağın içine koyulur. Yaz olunca da yerlerinden çıkarılır. Bardak ile kazınıp karlar yencek şekilde ufalanır. İçine vişne şurubu katılıp karıştırılır.) Bunu yemeyeli nerdeye çok uzun zaman oldu. Oğlum da çok beğendi. Bu sıcak günlerde serinlemek için birebir. Pazarda dayımın hanımını gördük. Zoraki evine davet etti. Biraz oturup kalktık. Karnım çok açıktı. Eve döner dönmez sofrayı hazırladık. Menü ise bir ege klasiği idi. Hepside benim özlediğim tatlar. Biber aşı (Tavuk parçalanır. Soğan yağda kavrulur. Salça ve dövülmüş biber (bunsuz Nazilli de yemek pişmez) ile pişilir. Çok lezzetli olur) , yaz turşusu ( biber ve patlıcan haşlanır, sonra ceviz sarımsak biraz ekmek ve limon suyu ile beyaz bir kıvam elde edilir. Bu sosun içine haşlanmış biber ve patlıcan eklenir.Dolabta soğutulup yemeklerin yanında yenir) yaz kızartması (ama ocakta pişmiş) ve taze börülce vardı. Evde pek tavuk yapmıyorum. Çünkü eşim tavuk yemiyor.
Akşam üzeride gezmek için parka gittik. Süper parklar yapmışlar. Hem sümer parkı hemde atatürk parkı çok değişmiş. belediyenin ellerine sağlık doğrusu. Sonrada dışarda kıymalı pide (Nazilli de halibişi derler ve üzerine turunç suyu sıkılır genelde) ve yanında tahinli pide ikram ettiler. Sonra biraz yürüdükten sonra Kahramanmaraş dondurması aldık. Yeni yeme içme açışından bolca yedik. Miktarları mümkün olduğunca az almaya çalıştım. Ama genede günü +500 ile kapatmışım. akşamda düğüne gittik. Eğlendik sonra da herkesle vedalaşıp Denizli ye döndük.
Oğlum pek bir memnundu. Bizim evde küçük bir oyun var. Bazen stres yaptığımızda eşim ve bende parmak falan kütletiriz. İşte oğlumda her defasında bizi uyarırır. Yapmayın diye. Bizde o uyarınca hemen bırakırız. Zamanla oğlumda parmak kütletmeye başladı. Bizim hoşumuza gitmiyordu. Baktık böyle birşeyden vazgeçilmiyor. Her parmak kütletmede 5 ytl ödeme şartı koyduk. Ben 3 defa 5 ytl ödedim. Eşimde 4 defa. Oğlum ise hiç. Amacımızı ulaşmıştık.Paralar için bir kumbara yaptık hemen. Oğlum bu oyunu Nazilli de de uyguladı. 10 ytl topladı. Alma etme oğlum diyorum. Ama ben kuralları açıkladım. Birinci yapışlarında almadım zaten anne diyordu bana.
İşte böyle bir hafta sonu. Herkesle özlem giderdim. Hadi bakalım biraz da çalışalım.

11 Ağustos 2007

HAFTA SONU


Bir hafta sonu daha geldi. Ben bu hafta sonu gezeceğim. Bugün akşam Nazilli'ye annemlere gideceğim. Onları uzun zamandır görmüyorum. Babamın perşembe günü göz ameliyatı var. Katarak ameliyatı olacak. İnşallah başarılı bir şekilde geçer ameliyat. Yaptıranlarla görüşmüşler çok da zor bir amaliyat değilmiş. Ama insan amaliyat denince biraz korkuyor. Anneme cumartesi akşamı geleceğim deyince annemde hemen bir gezme programı yapıştırıverdi. Aydın da oturan amcamın kızının sünnet düğünü varmış. Oraya gidelim dedi. Bende olur dedim. Aklımdan o insanları görmeyeli nerdeyse bir 10 yıl kadar oldu diye geçti hemen. O zamanlar beni gördüklerinde zayıftım. Şimdi ise ne kadar kilo almışsın diyecek hepsi. Keşke arada rejimleri aksatmasaydım bu kilolarımı vererek görselerdi beni. Nazilli'deki okul arkadaşımlada görüşmek istiyorum. Onada muhakkak vakit ayarlamalıyım. Birde aynı işyerimde çalıştığım arkadaşımın kız kardeşinin düğünü var. Hepsini aksatmadan yapabilirim. İyi bir program yaparsam hepsini de yetişebilirim diye düşünüyorum.
Bugün yürümeye gidemedim. Dediğim gibi geçen hafta nerdeyse hergün geç yattım. Yatma düzenim değişti. Sabah geç kalkar oldum. İşe bile geç gider oldum. Ama dün neler yediğime gelince
sabah: peynir, domates salatalık zeytin 1/2 simit
öğle: kuru fasulye yoğurt domates salatalık 2 dilim ekmek
ilkindi: 4 adet gofret
akşam: yok

10 Ağustos 2007

KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN


Bütün islam aleminin kandilini kutlarım.

Evet bugünlerde pek bloga bir şeyler yazamadım. Zaten 4-5 gün işyerimde internette problem vardı. Telekom ayarları değiştirmesi nedeniyle bizimkiler arıza verdi. Neyseki sonunda oldu. Evdende girebilirdim ama evde böyle sakin sakin yazmak zor.

Neler yapmışım. Oğlum artık tamamen iyileşti. Gayet iyi yürüyebiliyor. Antalya dan kayınbiraderlerim geldi. 2-3 gün onlarla birlikte eşe dosta ziyaret ettik. Bayağı yoğundu yani. Bizim ufaklıkta büyümüş. Çok şeker olmuş.

Geçen hafta http://kitap.antoloji.com/tara-sokagi-kitap/ bu kitabı okudum. Herhalde sasha nın kitap önerilerinden etkilenmiş olsam gerek. 500 sayfalık bir kitaptı ve 5 günde bitirdim. Uzun zamandır böyle akıcı bir dille yazılmış kitap okumuyordum. Genelde okuduğum kitaplar eğitici kitaplardı. Kitabı çok beğendim. Okurken bir sonraki sayfada neler yazıyor diye merak edip okudum. Tavsiye ederim.

Kilo durumuna gelince sanki ipin ucunu azçık kaçırsam gene eski halimi dönecekmişim gibi geliyor bana. Spora boşladım uzun zamandır yapmıyorum. Ona tekrar başlasam iyi olacak. Hedefe de az kalmışken. Yeme içme işlerini de o kadar takmıyorum artık. Biraz dikkat etmeliyim gibi geliyor bana.

Bugünlerde herkes bloguna eski-yeni hallerine gösteren resimlerle donatmışlar. Onlara biraz daha okuyup hırslanırım inşallah. Ne kadar güzel olmuşlar. Kilolar insanı ne kadar çok değiştiriyormuş meğerse. Sanki kendilerini yeniden yaratmış gibiler hepsi. Başaranların hepsini tebrik etmek lazım.Bende inşallah istediğim kiloya düşerimde böyle bir slayt yaparım.

İşimle ilgili olarak 2 aydır uğraşıp yapamadığım bir şeyi de dün sonuçlandırdım. Zaten şu iş bir bitsin birşeyler alıp dağıtmak gerek diyordum kendi kendime. İşte o da bitti. Bende stres yapmıştı.

Bundan sonra tekrar yürüyüşe başlayacağım. Yarından itibaren. Yalnız düne kadar kitap okuyacağım diye gece 3-4 gibi uyur olmuştum. Buda beni biraz zorladı. İşyerinde uykulu bir halde geziyorum. Bu hafta sonu gelsede dinlensem. Evde ütüler de var. Sasha gibi yapıp hepsini bir arada çıkara mı versem. Ama benim bir iş yapmam imkansız bugün. Akşam kandil nedeniyle arkadaşım bir program ayarlamış. Oraya gideceğim. Benim işler cumartesiye kaldı yani.

3 Ağustos 2007

BEN GELDİM


Evet ben geldim. Uzun zamandır da yazmamıştım. Artık içimden hiçbirşey yazmak gelmiyordu. İşler gözümde iyice büyümüştü zaten. Tatile gitmek için 2 defa teşebbüs ettim. İlk önce arkadaşlarla Antalya Side den bir otel ayarladık. Herkes programı yapmıştı. 19-20-21 de tatile çıkılmak üzere otele rezervasyon yaptırmıştık. Ama patronum tatilden dönmüştü. Ben de bu tarihlerde izin almak için odasına girdiğimde o tarihte kuruluşumuzun 10. yılı olması nedeniyle kutlamalar yapılacağını söyledi. Seçim sonrası kullanmamı istedi. Bizim işimiz için ne kadar önemli olduğunu bildiğim için ben de çok üzerinde durmadım. Tamam dedim ve çıktım. Arkadaşlarım eşim ve oğlum üzüldüler. Tatile beraber çıkamayacağız diye.
İkinci tatil isteğim ise 16-17 Temmuz tarihlerinde izin almak için sadece 2 günlüğüne tatile çıkmak için izin istediğimde gene "HAYIR" cevabı ile karşı karşıya kalmıştım. Bu da 2. yıkılmam oldu tabi. (Bunun arkasında sonradan öğrendim ki kendisi o tarihlerde otelde olacakmış. )
Cuma ve Cumartesi günleri 10.yılımızı kutladık. Çok süper geçmişti. İşler de çok iyi olmuştu. Bende seçim sonrası için tatil hazırlıklarımı başladım.
Ama nereye niçin gideceğim inanın bende bilmiyordum. Otelde ayarlamak artık çok zordu. Ben böyle düşünürken Didim de 4 hafta boyunca tatil yapan arkadaşım seçim haftası dönecek iken 1 hafta daha tatilini uzatmıştı. Teklif ondan geldi. 1 hafta beraber tatil yapalım diye. Hiç aklımda böyle bir fikir yokken çok iyi olmuştu. İki aile tatile çıkmayı seviyorum. Daha bir neşeli geçiyor. Eşimle görüştüm o da "tamam" deyince Pazartesi sabahı Didim e gittik.
Yolda çok neşeli geçmişti. Eve varınca hemen eşyaları apar topar koyarak ilk önce denizin yolunu tuttuk. İlk gün eşim bize katılamadı. Didim de işleri vardı. Onları yapmak için girişimde bulundu. Sonra da o gün işlerin bitmeyeceğini öğrenince kalan günleri rahat bir şekilde geçirdi. Denizde yüzdük. Oğlum ve arkadaşlarıyla oyunlar bulduk. Yalnız büyük bir tehlike geçirdik. İskeleden eşim ve oğlum dubaya kadar yüzdüler. Arkadaşımın oğluda gitti. Arkadaşım ise hadi beraber gidelim dedi. Ben kendime o kadar güvenemediğim için biraz oyalandım. O başladı yüzmeye. Dubaya yaklaşırken kalbi sıkıştı. Bir fena oldu. Onu kurtarmak için bayağı bir çaba sarf ettiler. İyiki bende gitmemişim dedim.
Tatil fikri çok güzeldi. Pazarında çok uygun fiyatlı tekstil ürünleri bulmak mümkün. 5 ytl elbise 3 ytl t-shırtler. Ondan şundan derken bayağı alış veriş yapmışım. Hergün sabah kahvaltı sonra denize. Denizden sonra öğle yemeği öğleden sonra deniz akşam yemeği. Hiç oturmadığımı farkettim. Bende bitmek bilmeyen bir enerji falan vardı sanki. (yemek yap bulaşık yıka ikilisi hiç birbirinden ayrılmıyordu nedense)Tatil havasında olmak, o anı bir yıl boyunca beklemek ve bunun tadını vararak çıkarmak herşeye değerdi. Bu yüzden kendimi hiç rejim yapıyorum falan durumunu sokmadım. Herkesin keyfi yerinde olunca insan daha bir mutlu oluyor. Dönünce herşeyi hallederim nasıl olsa diyordum.
Öyle böyle derken 5 gün tatil yapmıştım. Hep otellere gittiğimden 3-4 günde tatili bitirirdim. Toplam zaten 9 gündü tatilim. 5 gün yazlıkta olunca geriye 4 gün kaldı. Yalnız dönerken bayağı olaylı geçti dönüşümüz. Gelirken arkadaşımla dönecektik. Eşinin işi çıkması nedeniyle gelemiyecekti. Kendisi kullanıp gelecekti. Ama araba gelirken arıza yaptı. Araba durduğunda istop ediyordu. Kırmız ışıklar bizim için büyük bir dert olmuştu. Etraftaki erkek sürücüler bayan kullanıyor gene istop ettirdi arabayı diye korna basıp duruyorlardı. Arkadaşım iyice stres oldu. Panikledi. Tamir ettirelim dedik. Arabanın servisi Nazilli deymiş. Eşiyle görüşüp anlattık. O zaman ben geleyim dedi. Ve Nazilli de buluştuk. Ordan itibaren eşi aracı getirdi. Ben ve eşim derin bir nefes aldık.
Evet evimize gelmiştik. Şimdi tatlı bir telaş daha başlamıştı. Oğlum bu yıl 7 yaşındaydı. Onun sünnet ettirecektik. Cumartesi günü için doktordan randavu almıştık. Ve hazırdı oğlum. Daha doğrusu ben öyle zannediyordum. Çünkü sünnet olacağım diye gitmişti doktora. Doktor amcası ne yapacağını anlattı. Ama bizimki ikna olmadı. 2 seçenekten birisini seç dedi. O da birisini seçti. Ama benim oğlum şimdiye kadar hiç iğne olmadı aşıları dışında. Bayağı zor geçti operasyon. Bayıltıp yapmak zorunda kalmışlardı. Bu kadar oğlumun korkacağı aklıma gelmemişti. Benim oğlum çünkü aklına yatarsa onun için bitmiştir. Demekki kafasında bazı soru işaretleri varmışmış. Eve yarı baygın götürdük. Yatağına yatırdık. Herşeyi üçer dörter görüyordu. Çok komikti. Bayağı zor anlar yaşattı bize.
Hepiniz kilomu merak ediyorsunuzdur. Evet başlıktanda anlaşılacağı üzerine ben diyeti bozdum. Onu az yiyeyim şundan yemiyeceğim diye kesinlikle birşey demedim. Herkes ne yiyorsa bende ondan yedim. Tartıya ise temmuz ayı sonu kilomu yazmak için çıktım sadece. Çok ilginçti. Tartıda gördüğüm rakam ise beni daha bir mutlu etmişti. 59 kiloya düşmüştüm. İnanamadım. Çünkü daha önceki otel tatillerimde 2-3 kilo alıp geri dönüyordum. Bundan sonra hep evmi kiralasam acaba. Bir daha tartıldım. Aynı rakamı gösteriyordu. Sonra kendime ben ne yaptım da kilo verdim diye sorguladım. Bütün gün neler yaptıklarımı kıyasladım. Fark ise sadece hareket fazlalığı idi. Çünkü çalıştığımda herhangi bir hareket yapmıyorum. Çok fazla sporda yaptığım söylenemezdi zaten.
Ben çok mutluyum. Şimdi ise hedefim doğum günüme 56 kilo ile girebilmek.