27 Kasım 2007

DİYET Mİ


Başlıktan da anlaşılacağı gibi diyet yapacağım ama hala nasıl başlayacağım hakkında konsantre olamadım. 2 gün oğlumu okula bırakıp geldikten sonra yürüyüş bandında yürüyorum. Eşim tavsiye etmişti. Cep telefonundan kulaklıklı olarak radyo dinle demişti. Böylece vakit çok hızlı geçiyor. İyi ki bandı almışım. Eşim, kayınvalidem ben çok güzel kullanıyoruz. Eşimle birlikte diyete başladık. O demişti zaten. Ben sigarayı bırakayım biraz kilo alırım sonra birlikte yürürüz diye yine onun dediği yere geldik. O sigarayı bıraktı ama ben hala mehter takımı gibi iki ileri 1 geri modunda gidip geliyorum. Şimdi de kilolarından kurtulacak. İnsanın hedeflerine kilitlenmesi kadar güzel bir şey yok.
Arkadaşlarım son zamanlarda eşim çok mutlu. Acaba sizde mi keramet diyemeden geçemiyeceğim. Eşime son bir haftadır o kadar çok iş teklifi var ki. Şimdi de hangisine seçerse eşim için daha iyi olur diye düşünmeye başladık. 1 hafta da aldığımız iş teklifi 5 tane. Eşimi kim arasa iş için arar oldu. Onun sevincini görseniz. İçi içini sığmıyor. O da beni çok mutlu ediyor.
Oğlumun koro çalışması için benim firmamın mal aldığı bir firma var. (eğer okeylenirse ismini burda açıklarım) Bize gelen kişi Türkiye satış müdürü olmuş. Ama bizleri çok sevdiği için hala bizi bakıyor. Muhabbetimiz de iyidir. Muhabbet muhabbeti açtı. İşte ben ne isterseniz isteyine geldi. Odadaki çalışma arkadaşlarım beni yüzüme bakarak hadi söyle dediler. Ben de konuyu aktardım. Bana bir mail at. Sana yardımcı olayım dedi. Ne kadar yardımcı olabilirsiniz dedim. Çünkü çalışmalarıma o na göre hız vermek amacıyla. Biz geçen yıl İzmir'de bir okula 300 adet ayakkabı almıştık dedi. Çok mutlu oldum. Öğretmenimizden maddi durumu iyi olmaya öğrenci adedini alıp yazımı yazıp gönderdim. İnşallah iyi haberler gelir de bütün sınıf mutlu olur.
Öğretmenimizin öğretmenler gününü çok güzel kutladık. 23 Kasım günü 3.dersde beslenme saatinde 60 kişilik bir pasta yaptırdık. Arkaşımız beslenmeyi ben getireceğim diyerek o şekilde ayarladık. Ama sabahtanda hocamızdan uyarı aldık. Sakın kesinlikle hiçbir şey istemiyorum. diye. Beslenme saatinde pastamız sınıftan içeri girdi. Üzerinde mumlar falan. Ben katılamadım. Çünkü o saate denk gelen bir toplantım vardı. Benim işyerimden ise çok güzel çiçek aldık. Büyük bir vazo içinde çok güzel bir çiçek gönderdik. Onuda güzellem süsledik. Ve o saatte de sınıfa bizim arkadaşlar teslim etti. Siz ortama görseniz. Öğretmenimiz şaşırdı. Ve çok mutlu oldu. Sonra da 5 tane sınıf annesi ellerinde pastayla yanıma geldiler. Bu organizasyonda çok emeğim geçti diye. Beni de çok mutlu ettiler. Allahtan bu odaya geçmişim. Yoksa o kadar kişiyi nasıl ağırlardım. İşte böyle arkadaşlar. Hepinizi öpüyorum. Hoşçakalın.

20 Kasım 2007

ÇARESİZSEN ÇARE SENSİN


Bugün diyete başladım. Hadi hayırlısı ile yola devam etmek istiyorum. Yalnız koşu bandını kullanmaya çok fırsatım olmadığı için spor yapamıyorum. Derslerdi evdi işti derken vakit çok çabuk geçiyor. Bende "aptallar sekiz saat uyur" kitabını okuduktan sonra kendim için ayıracağım vaktimi buldum. Uykumu daha az uyuyacağım.
Arkadaşlarım geçmiş olsun dilekleriniz için çok tşk ederim. Oğlum bugün biraz daha iyi.

Aylin demiş ki
"busecim ya şöyle postarına bakıyorumda bütün hayatın iş ve oğlun amanin bendemi böyle olucam acaba kendime eşime ayıracak vaktim olmucakmı die düşünüyorum seni okuyunca ama her anne senin gibi ilgili olsa keşke demedende edemiyorum valla oğluna çok çok geçmiş olsun şekerim"

Evet Aylin bende yazdıkça farkediyorum. Neyi yaşıyorsam onu yazıyorum. Bugünlerde böyleyim. Niçin mi böyle oldum sana hemen anlatayım.
Oğlumla ilgileniyorum. Çünkü onun her yaptığı şey benim bir yaşama amacım. Çünkü onun mutlu olması beni çok mutlu ediyor. Onun başarılı olduğu zamanlardaki mutluluğunu anlatamam. Şu anda okuluna daha fazla ilgi gösteriyorum. Çünkü bundan büyük bir zevk alarak yapıyorum. Çocuklar adına yardım toplamak çevremdeki insanların bana büyük destek vermeleri de çok hoşuma gidiyor. Geçen gün parayı vermekte zorluk çekecek olan arkadaşım anlattı. Gözleri dolmuştu bunları anlatırken. " 23 Nisan gösterilerine sınıftan beş kişi katılmazdık. Çünkü yeni alınan eteklere ödeyecek ailemizin parası yoktu. Arkadaşlarımız törende yeni kıyafetlerini giyip geçerken biz evde otururduk. Bu nedenden dolayı 23 Nisan'larını sevmem. Parasızlıktan dolayı benim oğlum benim yaşadıklarımı yaşasın istemiyorum. Eğer sınıf katılıyor ise benim oğlumda katılacak." demişti. Bu sözler herhalde beni tetikledi. Çünkü çalışmış olduğum ve yardımda bulunduğum dernek işleri olsun etrafımda yardım edecek insanların olması çok güzel. Elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum. Dün de diğer mağaza müdürüne konudan bahsettim. O da hemen bende 100 ytl ile katılımda bulunmak istiyorum dedi. Birde eve giderken arkadaşımın kızı için dersane için görüşmüştüm. Bu dersaneye bir çok tanıdığım gidiyordu. Ve çok da yardımcı oldular. Bu firmada okulumuza yardım etmeyi kabul etti. Sınıfımızın böyle bir faaliyeti parasızlıktan dolayı iptal edilmesini istemiyorum. Ve o çocukların para gibi bir durumdan dolayı da mağdur olmalarını da istemem.

Aylincim ikinci konu ise işinle niçin bu kadar çok ilgilisin demişsin. Çalışmayı seviyorum. Ama bu dönemde ise biraz daha çalışma zorunluluğu hissetmem. İşimi başarılı bir şekilde devam etmek ise güzel. Benim için esas önemli bazen de blogumu iyi ki de açmışım dedirten bir neden. Benim eşim 8 aydır nerdeyse çalışmıyor. En son yaptığı işte finansman ve pazarlama müdürü olarak çalışıyordu. Ve iş müracatlarımız o yüzden çok seçici davranmak zorunda kalıyoruz. Fakat konumuna göre iş bulmak ise nerdeyse imkansız. Birde bu stres üzerine binince işe sarılmak onu sahip çıkmak gerektiğini daha iyi anlıyorum.

Benim her zaman yanımda olan sevgili arkadaşlarım. Sizleri çok seviyorum. Sizlerle sadece bloglarınızı okuyarak tanışmış olsak bile bana bu çıkamadığım dönemlerde destek olarak moral vererek her zaman yanımdaydınız. Bu yüzden sizlere binlerce kez tşk ederim.

Hepimize kolay gelsin. Hayatta başarılar bugünüz dündan daha güzel ve başarılı geçsin.

19 Kasım 2007

DİYETE DEVAM


Eşim sigarayı bıraktıktan sonra kilo almaya başladı. O yüzden birlikte zayıflamaya karar verdik. Böyle bir karar almış olmak bana çok iyi geldi. Artık eskisi gibi spor yapamıyordum. Çünkü akşamları ders çalışıyoruz. Sonra da çok erken saatlerde kalkmam nedeniyle de erken yatmak zorunda kalıyordum. Dün okumuş olduğum kitap sayesinde artık daha az uyuyacağımı düşünüyorum.

Bugün oğlum hasta. Biraz üşütmüş. Dün balık kızartma işini balkonda yapınca o da oyun niyetine dolan tabakları masaya götürme işi yaptı. Tabii içerisi sıcak dışarısı soğuk olunca üşütmüş. Sabah erkenden kaldırdım. Hiç bir şeyi yoktu. Kahvaltısını yaptıktan sonra karnım ağrıyor demeye başladı. Sonrada önlüğü giyerken de kustu. Bu nedenden dolayı okula gidemedik. Cuma günü ise ilk karnelerimiz geldi. Ben böyle bir şey hiç konuşulmadığı için beklemiyordum. 1.sınavlar bitmesi nedeniyle karne öncesi ara karne göndermişler eve. Dersleri kendine göre kriterlere ayırmışlar. O yüzden Türkçe 5 grubun 4 ü iyi 1 si iyileştirebilir. Matematik hepsi çok iyi. Hayat bilgisi yarısı çok iyi yarısı iyi. Diğer sosyal faaliyetler ise hepsi çok iyi. Karnemiz bundan ibaret. Kısacası çalışınca oluyor. Çünkü ben akşamları ders çalıştırırken matemetik dersine önem vermiştim. Onunda meyvesini almışız zaten. Hayat bilgisini ise sınav önce çalıştık sadece. Kısacası çok çalışmak lazım çokkkk.
Bugün oğlumun hasta olduğunu ve karnesine vermek üzere okula gittim. Hocamızın teneffüse çıkmasını bekledim. Sağolsun bana karşı çok ilgili davranıyor. Hemen beni görünce Kutay rahatsız mı diye sordu. Bende evet dedim. Beni öğretmenler odasına aldı. Konuştuk. İlk konumuz ise karneyi görünce bunu bugün getirmenize gerek yoktu. Çalışanların sorumlulukları nasıl da yerine getiriyor dedi. Oğlum pazartesiye gidecek dediği için götürmüştüm. İlk konumuz ise koro çalışmasını devam edeceklerini söyledi. Yani ben tam çalışma yola devam edeceğim. Dün kuaförüme gitmiştim. Konudan bahsedince bende katılırım dedi. Çok mutlu oldum. Sonraki konu ise toplantı ve ziyeretler için sms ile velilere bildirilmesi olayı idi. Bu konuyu daha önce sınıf annesi ile konuşmuştum. O da benim düşüncelerimi tam dile getiremediği için hocamız hayır olmaz cevabını vermişti. Tekrar aynı konuyu açtı. Bende niçin böyle bir şey yapılması gerektiğini anlattım. Yeri geliyor velilerden 2 ytl toplanması gerekiyor. Bunun için her veliye tel açıldığında zaten tel.fat bayağı ağır geliyor. Ve ben çalışmış olmam nedeniyle hiç bir şeyden haberim olmuyor. Mesela veli toplantısı yapılacağını anlatan kağıt eve gelmişti. Ama ben bunu çantayı kurcularken son anda öğrenmiştim. Ve gelen kağıt ise veli toplantısının saati değişmiş olmasına rağmen eski saate gösteren bir kağıttı. Ben o gün işyerimden izin almışım. Bir de okula gidip toplantı bitti demesinler mi? Benim gibi olan velilere haberdar etmek amacıyla bunu uygulamamız gerektiğini söyledim. Bunuda ben yaparım dedim. O da tamam yapın o zaman dedi.

Birde oğlumun karnesine bakarak nasıl buldunuz dedi. Bende gerçekleri yazmışsınız dedim. Yalnız türkçemiz derken lafı ağzımdan aldı. Bütün sınıf bu şekilde dedi. En zayıf olan kısım ise geçenler ödev yapıp göndermiştim ya oğlum onu tahtada anlatırken çok basit bir şekilde anlatmış. Yani konuyu 2-3 cümle ile özetleyip bitirmiş. Bu konuya ağırlık vermemizi istedi. Birde hızlı kitap okumasını istedi. Her zaman aklımdaydı. Öğretmenimizle görüşsek de durum nedir öğrenelim diye. Benim için çok iyi durum bildirim almış oldum. Çünkü hergün okula gidip kapıda bekleyip 5-6 veli önünde hocam bugün nasıldı demek bana garip geliyor. Herhangi bir terslik olursa haberdar eder diye düşünüyorum. Çünkü zaten kısıtlı olan vakitlerini bu şekilde kullanmak istemem.

13 Kasım 2007

ATAM İZİNDEYİZ







Atam seni çok özledik.






Okulumuzda çok çoşkulu bir törenle atamızı andık. Keşke onu daha iyi tanıyor dana iyi anlıyor olabilseydik.


Bugünlerde sınıfımızda ummalı bir koro çalışması var. Öğretmenimizin geçen yılda biraz bahsetmişti. Pamukkale üniversitesinde müzik bölümü hocası öğretmenizin arkadaşı oluyor. Üniv. hocamızın kendi korosu ile bizim sınıf yıl sonu için koro gösterisi hazırlıyorlar. Her hafta hocamız bizim sınıfa gelip çalışmalara başladı. Bundan sonraki çalışmalarımız ise üniversitede müzik eşliğinde yapılacak. Bence çok güzel bir şeyler olacak fakat sınıftan para toplamak gerekiyor. İşin can sıkıcı kısmı bu oldu. Üniv. den gelen hocamız hiç bir şekilde ücret talep etmiyor. Fakat kullanılacak olan müzik aletleri ve çalacak olan gruba ücret ödemek gerekecek. Bu nedenden dolayı aylık 25 ytl toplayalım diye bir şeyler dolanıyor. Ama bunu herkes verme taraftarı değil. Çünkü fiyat çok yüksek geliyor. Çoğu velimiz karşı çıkmış. Bu hafta içinde bu konu hakkında bir toplantı yapılacak. Bakalım sonuç ne çıkacak. Öğretmenimizle bir gün bahçede sınıf annesiyle karşılaşmıştık. O zaman bana çalıştığım firmamdan dolayı bize sponsor olurmusunuz demişlerdi. Ben de patronumla konuştum. Sağolsun oda beni dinledi. Tabii ki oluruz dedi ama hesap yapınca hesap biraz yüksek geldi. Çünkü toplanacak para 25 ytl 7 ay ödenecek. Ve sınıf mevcudu 40 kişi. 7*25= 175*40=7.000 Ytl gibi uçuk bir rakam çıkıyor. Patronum yüzüme bakıp "Volkan Konak'ı çağıralım o zaman" dedi. "Çocuklar hem yorulmamış olur hemde okul para kazanır" dedi. Bende gülümsedim. Adamın söylediği çok doğru idi. (Geçen yıl Volkan Konak'ı getirmiştik. Ve çok da güzel olmuştu. ) Bende patronuma biraz araştırayım dedim. Toplantıda her şey aydınlığa kavuşur diye düşünüyorum.



Geçenlerde ödevden dolayı yaşamış olduğum üzüntüden dolayı artık ödevlerimizi daha özenli yapıyoruz. Vücudumuz ile ilgili hazırladığımız ödev ise görülmeye değerdi. Oğlum bu durumdan çok memnun. Çünkü hazırladığımız ödevler oğlumu çok mutlu ediyor. Onları birlikte araştırıp birlikte düzenliyoruz.
Yazının üst kısmını daha önce yazmıştım. Bu arada koro ücretleri için toplantı yapıldı. Toplantı yapılacağı günün sabahı hocamızla görüşüp firmamızın sponsor olacağını söyledim. Ama morali çok bozuktu. Ücreti veliler çok yüksek bulmuştu. O yüzden ağızdan ağıza bir çok söylenti çıkıp hocamızın kulağına gitmiş ki onu çok üzgün gördüm. Ben bu durumda davetiye ve afiş işlerini de üstlendim. Öğleden sonra yapılan toplantıya eşim katıldı. Esasında ben katılmak istiyordum ama işlerimin yoğun olması nedeniyle gidemiyecektim. Eşimle toplantı sonrası görüştüğümde toplantı çok kötü geçti dedi. Şimdi sınıf mevcudu 40 kişi. 30 kişi kabul ediyor. Ama katılmak istemeyen 10 kişi kendine taraf bulabilmek için etrafa saldırıyor. Toplantı sonrası hocamızın gözleri dolmuş ve ağlamış.
Ben kendi imkanlarım dahilinde etrafımdaki çevrem sayesinde biraz para toplamaya çalışıyorum. Bu konuda bana en çok yardımı olan dernekteki arkadaşım sayesinde yardımcı olabilecek sponsor firmaları gözden geçirmeye başladım. Sağolsun görüşmüş olduğum hiç bir firma bizi geri çevirmedi. Hatta beni en çok duygulandıran kısmı ise asgari ücretle çalışan çaycı ablamızın 50 ytl benden olsun diye coşması olmuştu. Beni ne kadar duygulandırdı anlatamam. Firma çalışanlarımız ise ay başında 5 ytl verecek. (30 kişiyiz) Çok mutlu oldum. Davetiye ve afiş kısmını ise çalışma arkaşım yapacak. Benim aklımdan geçen ise katılacak olan her firmayı davetiyede isimlerini yazmak olacak. Ve böylelikle firmaların reklamınıda yapmış olurum. 23 Nisan da olması nedeniyle protokolde gelecek. Bu nedenle gazetecilerde katılır. Katılımcı firmalar için iyi bir reklam olur. Davetiye biletlerinden sağlanacak gelir ise yardıma ihtiyacı olan kişiye verilecek.

Bu gün sabah hocamızla sabah karşılaştık. Ben de sınıf annesi ile konuşuyordum. Bizi yanına çağırdı. Koro çalışmasını yapacak arkaşı ile konuşmuş. Parayı biraz yüksek bulmaları nedeniyle tatsızlıklar yaşanıyor diye. Hocanın ilk söylediği şey ise şöyle olmuş. Sanata saygı duymayan kişilerle çalışmayalım. Gerekirse bu programı iptal edelim demiş. Bunları söylerken hocamızın gözleri dolu dolu oldu. Keşke elimden daha fazla şeyler gelseydi de yardımcı olabilseydim.

Şöyle geçmişim gözlerim önüne geliyor. Herhalde ben üniversiteye gidene kadar üniversite yüzü görmedim. Çocuklarımız çalışmaları üniv. ortamında yapacakları çalışma ile kendilerine hedef koyabilecek. Bir üniv. ortamı nasıl oluyor görebilecekler. Bir arkadaşım ise şöyle dedi. Bu arkadaşımın durumu ne kadar kötü olsada çocuğu için elinden geleni yapacak kadar cesur arkadaşım benim. Ben küçükken 23 Nisan gösterilerine çıkmazdım. Çünkü ailemizin parası yoktu. Sınıftan 5 kişi katılmazdık. Arkadaşlarımız yeni eteklerini giyip gösteriye çıkarken biz evde otururduk. Çünkü benim ailemin o eteğe ödeyecek parası yoktu dedi. Bunu anlatırken de gözleri doldu. Sesi çatallaşmaya başlamıştı. Şu an için ise benim oğlum bunları yaşamayacak. Ben ise elimden geleni yapacağım dedi.

Neyse arkadaşlar ben bu işlerle şimdilik meşgulum. Ya çocuklarımız hayatını dimdik ayakları üzerinde durup yaşayacak. Ya da okul-ev arası gidip gelecekler. Herşeyin sınav notu olduğu bir yaşantı şeklinde devam edecekler. Sonra da hayatın içine girdiğinde hayat denen şeyin sınav notu olmadığını, arkadaşlıkların olmadığı bir yerde hayatın bir boşluk içinde olduğunu anlayacaklar. Facebook niçin bu kadar çok tuttu dersiniz. Bence eskiyi özlediğimiz için olabilir mi? O çocukluk yaşantılarındaki samimi ve içten dostlukları özleği için değil mi? Her facebook a giren acaba ilk okuldan bir arkadaşıma bulabilir miyim umuduyla girmiyor muyuz? O anları ölümsüzleştirmek adına dünyanın bir ucunda da olsa o arkadaşımızı bulunca ne kadar çok sevindiğimizi bir hatırlayın.

Benden şimdilik bu kadar. Hepinize bol sağlıklı günler diliyorum.









5 Kasım 2007

HAYAT GÜZELDİR



Bu resmi koydum ama kendime motive olsun diye koydum. Çünkü kendimi ders çalışma temposunda buldum.

Oğlum satranç da 2 galibiyetle bitirdi. Yedi gün boyunca akşamları satrança gitti. Ordan karşılaşmanın bitiminine kadar bekleniyor. Sonra ödevler falan derken yamulduk. Sonuç da fena sayılmaz yani. Hayat bilgisi sınavından ise 20 de 20 doğru yapmış. Çok mutluydu. Daha sonraki hayat bilgisi sınavından 19 da 17 yapmış. Şimdilik iyi gidiyor. Kendisine ders çalışma programı hazırladı. Onu da uyguluyor. Tabii uçu bana dokunuyor. Tv ye odasından almıştık. Onunda çok faydası oldu. Ama ben hiç bir tv programı izleyemiyorum. Ancak pazar günleri oda işim yoksa. Tv hayatımızda ne kadar çok yer kaplıyormuş meğer. Ben gelene kadar ödevlerini bitiriyor. Yemeğimizi yiyoruz. Sonra test kitaplarını saat 8 den 9.30 kadar çözüyoruz. Sonra da yarım saat kitap okuyup saat onda uyuyor. Tabii sabahları ben saat 6 da oğlum da 6.30 da kalkıyor. Birlikte ders yapmayı seviyor. Bende günlük 1,5 saatimi bu şekilde oğluma ayırıyorum. Tabii bu arada sohbet etme fırsatımız da oluyor. Hepimiz memnunuz. Babamızda sınav sonuçlarından memnun oluyor.

Hala hayat güzeldir diyebiliyorum ya ne mutlu bana. Çünkü geçen hafta bilgisayarım göçtü. Elektrik kesintilerinden dolayı içindeki kart yanmış. Bu nedenle bilgileri geri alamadım. Şimdi düşünüyorumda ne kabus gibi günler geçirmişim. Başka bir olay ise işyerimdeki odamı değiştirdim. Bir günde hallettim ama yeni yerime hala alışamadım. Bu şirkette o kadar çok yer değiştirdim ki. Alışmış olmam gerekir aslında ama maalesef.

Başka bir şeyim yok. Hayat monoton şeklinde devam ediyor. Yıl sonu geliyor. İşler artıyor. Hepimize kolay gelsin.