28 Eylül 2007

?????


Bugünlerde üşütmüşüm. Boğazlarım acıyor. Grip olmuşum. Son derecede berbat 2 gün geçirdim. İşe geliyorum ama elimi kaldırcak mecalim yok. Telefon görüşmelerinde ise ilk dedikleri şey "geçmiş olsun" (Sesim kargalarınkinden bile kötü yani.) Kendimi halsiz hissediyordum. Doktora gitmedim. Nasıl olsa gitsemde gitmesemde yedi günde geçiyor diye. Bugün kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Evimi şöyle bir baktım. Her taraf toz içinde. Evden çıkmadan önce biraz toz alayım bari dedim. Derken gene işe geç kaldım. Yediklerimi gelince fazlasıyla abarttım. Ve 2 gündür de tartılmıyorum. Niyetli de değilim. İlaç kullanıyorum diye. Bir de bu ay sonuna kadar benim 55 olmam gerekli. Hedefim vardı. Şu hastalık olmasaydı belki de tutturabilirdim. Ama bakalım daha günler bitmedi değil mi? Daha önümde koskoca 3 günüm var. Belki de hedefi tutturabilirim. 3 gün boyunca tartılmayı düşünmüyorum. Pazartesi günü bakalım ne çıkacak bende hırs yaptım bakın yazarken. Bunun dışında işlerim iyi gidiyor. Odamı bayağı bir toparladım. Ama hala kalkacak bir sürü şey var. Hepsini bir koliyi koyup kaldırmak en kolayı ama içindekileri koymadan önce son kez daha kontrol edip koymak daha tedbirli bir davranış oluyor benim için. Sabah da oğlumun geçen yıldan alıp giydirdiğim pantolunu tekrar giydirdim. Tabi paçalar kıvrık bir şekilde kaldırmışım. Bir giydi paçalar havada kaldı. İkimiz birbirimizi bakıp bakıp güldük. Yaz sezonunda ne kadar çok boy atmış diye. Artık bir sürü kısa gelen pantolunu var. Bugün akşam hepsini kontrol edip denk gelmeyenleri kaldırmak gerekli. Birde bu iş var.
Hepinizi öpüyorum. Hayırlı cumalar diliyorum.

25 Eylül 2007

12.GÜN 57,20


Yavaş yavaş gidiyor. Oysaki alırken o kadar kolay oluyor ki. Dün akşamda 1 saat yürüdüm. Volkan Konak'ın programını izlerken bayağı rahat oldu yürümrk. Dışarda yürüdüğüm kadar hızlı yürümüyorum. 1 saatte 4,5 km falan yapıyorum. Parkta giderken 1 saatte 6 km kadar yol alıyordum. Fazla ses çıkmasın diye. Hiç yürümemekten iyidir değil mi. Ne var ki şu tabanlardaki izolasyon işini biraz iyi yapsalar olmazmıydı? Zaten eşim kızıyordu. Bu ses olayıda işin çabaşı oldu. Kimseyi kızdırmaktansa bende ağır yürümeyi tercih ediyorum.
iftar:
-2 adet dolma
-1 kase çorba
-yoğurt
-1 dilim pide
-gofret
-çay

24 Eylül 2007

10.GÜN 57,90 11.GÜN 57,50

Malum dönemimiz bitti. Sonuçlarda yukardaki gibi. Bugün niyetliyim. 2-3 gün de anca toparlarsam bu haftayı da yarılamış olurum.
Cumartesi günü koşu bandımız geldi. 2.el aldım. Ama aldığım kişi hiç kullanmamış. Benim için iyi oldu. İlk gün oğlum hasta olmasına rağmen zırt pırt üzerindeydi. Bende ancak pazar sabahı için kullanma fırsatım oldu. Çünkü pazar sabah kalktığımda hava kararmış yağmur havası vardı. Biraz da soğumuş. Ben de ilk heyecanla başladım tempolu yürümeye. Karşıma da tv ye koydum. Resmen dakikaları sayıyorsun. Tv olmasa hiç çekilmeyecek. Sabah kahvaltıyı hazırladım. Herkes uyandı. Kahvaltımızı yaparken annem benim yürüyüş yaptığım saatte uyanmış. Güm güm diye aşağıya ses gidiyormuş. Üzüldüm. İnsanları rahatsız etmenin bir anlamı yok çünkü. Bende sırf onu erken saatte yürüyebilmek için istemiştim. Neyse bakacağız çaresini. Kahvaltı sonrası eşimle evi bir güzel elden geçirdik. Öğlenleyin de cumartesi gününden oğlumun sınıf arkadaşının annesiyle görüştüm. Oğlunu pazar günü için bize davet ettim. Eşim evde olması nedeniyle annesine bir şey diyemedim. En azından çocuklar oynasın diye. Çok memnun oldu. Çünkü o da tek çocuk olması nedeniyle arkadaş arıyor. Apartmanda oturan sınıf arkadaşı var. Sürekli onunla oynuyor. Ve arkadaşı onu sürekli eziyor açıkcası. Ben bunları bildiğim için bize gelip oynamalarını istedim. Eşimde hayırdır inşallah diyor. Çünkü bir pazar günü evdeyim. En zaından ilgilenirim diye. İlk önce bilgisayar, play statıon, kitap okuma, okuduklarını anlatma, çay saati, matematik ödevi olarak saymalar vardı. Sayı saymaca yaptık. Sonra bisikletleri alıp parka gittik. Ve dönerken yağmura yakalandık. Sırıl sıklam olduk. Sonra baştan aşağıya her ikisininde üstünü değiştirdim. Biraz da saklambaç oynadık. Saklambaçda saymalar 3 er 3 er - 4 er 4 er saymaca. Böylece her ikiside ezberledi. :) Sonra annesi geldi. Onunla yarım saat kadar oturduk. İftar saati geldi zaten. Zaten iftara davetlilermiş. Ama dışarda deliler gibi yağmur yağıyor. Her ikisi içinde güzel bir gün geçti. İftardan sonra oğluşun önlüğünü yakasını ütüledim. Sabah da yapabilirdim, ama sevmiyorum son dakikaya bırakmayı. Böyle havalarda bir de elektrikler kesilir. Can sıkıntısı olmasın diye yapıverdim. Sonra annem zeytin almış onları annemle birlikte çizdik. Kışlık zeytinimizde hazır yani. Sonra 11 gibi yorgunluktan uyuyakalmışım. Sabah annem yanıma çıkmış. Niçin kullanmıyorsun koşu bandını diye. Bende çok gürültülü oluyor diye canım istemedi dedim. O da ısrar etti. Kullan kızım zaten biz orda olmuyoruz ki diye. Sevindim.

pazar
1 yumurta
3 dilim ekmek
peynir
zeytin
bal
reçel

öğle
1 dilim kek
2 adet börek

iftar
2 adet dolma
yoğurt
karpuz
1 avuç taze fındık

22 Eylül 2007

9.GÜN 56,90


Dün oğluşumu okulu bıraktıktan yarım saat sonra öğretmeni aradı. Oğlununz kendini iyi hissetmiyor. Gelip alabilirmisiniz diye. Gittim. Gerçekten yüze sararmış. Eve götürdüm. Babaannemize teslim ettim geldim. Allaha şükür bugün daha iyi. Herhalde üşütmüş.
Dün akşam eve giderken ilk önce nerden başlarsam daha çabuk toparlamış olurum diye kendi kendime hesaplar yapıyordum. İlk önce kayınvalideme geçtim. Oğluşu görmek için. Gayet iyi görünüyordu. Birde sınıf arkadaşı ziyaretine gelmiş. Keyfine diyecek yoktu. Sevindim. Sonra iftarımızı açtık. Ben hadi çıkayım artık dedim. Ayaklarım inanırmısınız geri geri gidiyordu. O kadar iş beni bekliyordu. Belki hafta sonuna yaklaşmamız nedeniyle kendimi zaten yorgun hissediyorum. Kapıyı açtım. Evden mis gibi kokular geliyor. Temizlik kokusu. Sabah giderken biraz toparlamıştım ama bu kadar olamazdı. Mutfağa girdim. Her şey yerli yerinde tertemiz. Duvarlar silinmiş. Kapılar silinmiş. Yerler ise ışıl ışıl. Şaşırdım kaldım. Hemen anneme indim. Eşimle konuşmak için. Herkes de kapıda beni bekliyormuş zaten ne yapacak diye. Kayınvalidem (bu lafı sevmiyorum annem kelimesi daha hoş) dün temizlik için bir kadın almış. Ben gittikten sonra gelmiş. Onla birlikte evimi tertemiz yapmışlar. Gelinim şimdi yorgun argın gelecek birde bunlarla uğraşmasın diye. Gözlerim doldu gerçekten. Zaten annem ben ne zaman sıkışsam yanımdadır. Oğlumu o büyüttü zaten. Yani allah razı olsun her şey için.
*****Bugün 3 tur attım. Gene yürüyüş arkadaşıyla karşılaştım. İyi oluyor vakit çabuk geçiyor.
sabah:
1 bardak süt
öğle:
yarım karışık tost
akşam
2 ymk kaş.taze fasulye
1 kase çorba
yoğurt
1/2 dilim ekmek
karpuz
kahve

21 Eylül 2007

8.GÜN 56,50 DEVAM


Yola devam. Herhangi bir değişiklik yok. Oysa ki dün de çok abarttım diyebilirim. Biraz sonra onları da yazarım.
Evde doğalgaz çalışması devam ediyor. Eve bir girdim ev resmen harp alanı olmuş. Nasıl bitecek bu kadar iş diye kara kara düşünüyorum. Gece 12-1 gibi işleri bitti elemanların. Ama her yer çizilmiş. Canım yandı. Ben daha evimi taşınalı 9 ay oldu. Mutfağımı sıfırdan döşemiştim. Tabii size göre normal gelebilir ama buralarda ilk defa doğalgaz olayı olunca her tarafta siyah borular ne iğrenç görünüyor anlatamam. Bir de evdeki temizlik işleri duvarlar silinecek, mutfak dolapları iç-dış silinecek. Buzdolabı temizlenecek. Perdeler yıkanacak. Yapılcak da yapılcak. Kim yapacak değil mi?
******Birde dün oğlum başkan yardımcısı seçilmiş. Akşam görseniz heyecandan uyuyamadı zaten. Artık ödevler ben gelmeden bitiyor. Çünkü başkan ve başkan yardımcıları sınıftaki diğer öğrencilere örnek olmalıymış." Öğretmeniniz olmadığında sınıfa siz idare edeceksiniz" demiş öğretmenleri. Bizimki bir havalarda anlatamam. Nasıl seçiliyor sizin sınıfta dedik eşimle birlikte. Sınıfta başkan olmak isteyenler tahtaya çıkıyorsunuz. Tahtaya doğru dönüyorsunuz. Sınıftaki çocuklar ismi söylenenler için parmak kaldırıyor dedi.
Eşim ve ben çok mutlu olduk.
1. si oğlumuz artık özgüvenini tam olarak kazanmış ve tahtaya çıkıp ben başkan olmak istiyorum diyebiliyor. (Biz oysaki oğlumuzun biraz utangaç ve sıkılgan bir çocuk diye düşünürdük)
2. si ise sınıfta herkes bir oy hakkı kullanabiliyormuş. Başkandan sonra en sevilen 2. öğrenci olması bizi sevindirdi. Çocuğumuz arkadaş ortamına alışmış ve kendini arkadaşlarına sevdirebilmiş. Oyunlarda oyun kurucu rolünü üstlenmeye başlamış.
Dün ise yediklerime gelince
öğle
- 5 adet köfte
- 2 dilim ekmek
- ayran
ara
- 1 pk çikolata
akşam
- çoban salata
- ciğer kavurma
- çorba
Akşam işçiler için eşim pide yaptırmış kola ile birlikte ikram ettim ama ben yemedim.

20 Eylül 2007

7.GÜN 56,50 :)


Evet kilomuz sayıyor yerinde bunuda şükür. Çünkü misafirimiz geldi. Bu dönenlerde 1-1,5 kilo alırım genelde. Eğer bu dönemi bu şekilde atlatırsam problem yok demektir. Cumartesi pazarda yürüyüp dengeleyebilirim.
Size sevindiğim bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Oğlum geçen yıl hafta sonları yüzme kursuna gidiyordu. Sınıfça başlamışlardı. Ama kış olması nedeniyle 18 kişilik gruptan 4-5 kişi yılsonuna kadar devam edebilmiştik. Haziran ayında ise galatasaray yüzme klübündeki hocası velini çağırırmısın demiş. Eşim gitti. Merak da ettik. Hocamız oğlumun durumunu iyi görmüş olup yarışma grubuna katılması için bizden izin istiyordu. Biz beklemiyorduk böyle bir şeyi. Çünkü yarışmalara katılım yaşı 9-10 yaş. Bizimki daha 7 yaşında. Yarışmalara katılabilmesi için daha çok var yani diye düşünüyorduk. Oğluşa sorduk. İlk önce madalya alacağına dair hayaller onu büyüledi. Fakat gruba girdiğinde grubun en küçüğü olması ve arkadaşlarından uzak kalmak onu cezbetmedi. Sünnet olduktan sonra gitmek istemiyorum ben demeye başladı. Oysaki biz ne kadar çok istemiştik eşimle. Gitsin spor yapsın arkadaş grubunu geliştirsin istemiştik. Ama o istemeyince elimizden gelen bir şey yoktu.
Dün beden eğitimi dersine çıkmışlar. (Bu arada oğlumun öğretmeni yüzme hakemliği yapıyor ve eşide okulumuzda beden eğitimi öğretmeni ve il futbol federasyonun başkanı) Bütün sınıfın önünde öğretmeni oğluma pazularına göstererek "Bakın Kutay yüzme sayesinde pazuları ne kadar gelişmiş ve kutay sen bayağı uzamışsın yazın" demiş. Akşam oğlum bunları sofrada anlatıyor. Ama nasıl anlatıyor size anlatamıyorum şu anda. O gözlerindeki ışıltıyı görseniz. Ben ve eşim aynı anda " Öğretmenim ben artık yüzmeye gitmeyeceğim" deseydin dedik. Biraz kızdırmak için. "Hayır" dedi. "Babannem beni gönderecek" dedi. Yani küçük bey herşeyi hazırlamış. Eh yani ne demeli. Hocam sen nelere kadirsin. Akşam arayıp da teşekkür edeyim diyordum. O kadar işin arasında atlamışım. İlk görüşde teşekkür etmek lazım.
İşlerde ise bugünlerde yoğunlaşmaya başladı. Yılsonu nedeniyle birde firmada değişiklikler yapıyoruz. Bundan ben nasibimi alıyorum tabii. Hadi bakalım hepimize kolay gelsin.
iftar:
-1 kase çorba
-2 ymk kaşığı tavuklu güveç
-1/2 paket çikolata
-yoğurt
-üzüm
-1 avuç çıtır leblebi
-1 adet elma
-1 armut
Bugün niyetli değilim. Bakalım neler yiyeceğiz.





19 Eylül 2007

6.GÜN 56,50


Son 3 gündür kilom yerinde sayıyor. 100 gr ileri 100 gr geri. Yani pinpon topu gibi. Okullar açılınca böyle olacağı belliydi zaten. Sabah yürüyüşleri rafa kaldırıldı. Cumartesi pazar günü çıkarılacaktır kendileri tozuna almak için.
Okulumuz çok güzel gidiyor. Bir önceki akşam bütün kitaplar defterler kaplandı. Öğretmenimiz ders kitaplarını sınıftaki dolaplara koymak için almış. Çalışma kitaplarımız eve geldi. Oğlum ise dünkü beslenme çantasındaki kurabiye, meyve suyu, çikolata, meyveden sadece 1 adet kurabiye yemiş. Bunuda şükür. Çantayı boşuna yük ediyoruz zaten. Kantinden de bir şey almıyor. Ama içim rahat. Sabah güzellem kahvaltı yaptırıyorum. O da ona yetiyor anlaşılan. Benim oğlum sınıftaki hiç bir şeyi anlatmaz. Ben hep sınıf arkadaşlarının annelerinden duyuyorum. İyi ki onlar var. Öğlen okuldan geldikten sonra evde takılmış bizimki. Yemekten sonra amcasıyla parka gitme hayalleri kuruyorlar. Bende dayanamadım sordum. Ödevini yaptın mı diye. "Hayır henüz yapmadım" deyince herkes şok oldu zaten. Eve doğalgaz bağlatmamız nedeniyle babamızda evdeydi. Ama kimse ödev varsa yap oğlum diyen yok. Ödevlerimi hemen yapıyorum diye yemeğini yer yemez odasına geçti. Sonrada ödev defteri çıktı ortaya. Anne bana okul ile ilgili resim lazım bulurmusun. Hemen aklıma anaokulundayken dergileri çıkardı o aklıma geldi. Ama bunları vermeyi kıyamdım. Elimdeki dergileri karıştırıp buldum. Kürdan, ayna, makas, yapıştırıcı, birde beyaz kağıt koydum. Evim farkında olmadan kırtasiye dükkanına dönmüş. Hepside denkti yani. Eskiden 1 malzeme eksik olsun bulacağız diye markete giderdik. Benim oğlum her şey tam olacak diye diretir. Ben artık oğlumu tanıdığım için öğlen telefon açıp soruyorum. Bir şey ihtiyaçın var mı diye. Varsa alıp gidiyorum zaten. Böylece bu konunun üstesinden geliyoruz. Geçen yıl öğleci olduğu için bütün ödevleri bire bir yapardık. Nerde hangi kitaptalar bilirdim. Bu sene ödevlerini yapsın kontrollari yapayım diyorum. O yüzden geçen yıl yemeği yer yemez çantayı getirir ödevleri yapardık. Ben yazısı güzel olsun diye uğraşırdım. Dünkü yazısını baktım. Çok güzeldi. Her şey nizami şekilde yazılmış. Çok beğendim. Geçen uğraştığımı değmiş dedim. Sabahları kahvaltısında özellikle masada oturuyorum. Hem böylece sohbet ediyoruz. Onun arkadaşlarından sınıftan bahsediyoruz. Oğlum kolay kolay anlatmaz. Böyle ortam bulursa o zaman. Benim de onu o zaman konuşturabiliyorum ancak. Sabah kahvaltıda bu ise bu sene üniversiteki konservatuvar öğrencileri ablalar ve abilerler koro çalışmaları olacakmış. Yıl sonu gösterisi için hazırlıkmış. Daha ilk günden yıl sonuna hazırlık. Bravo yani başka sözüm yok.
İftar:
- 1 kase çorba
- 4 ymk kaş. patlıcan oturtma
- cacık
- 1 dilim pide
sahur:
- peynir
-domates
-çay
-zeytin
-sosisli yumurta
-bal
-1 dilim ekmek
bol su
kilomun 1 geri 1 ileri olma sebebi anlaşıldı. Malum misafirimiz gelmiş.

18 Eylül 2007

5.GÜN 56,60


Dün akşam eve giderken okul için alınması gerekli malzemeleri aldım. Defter, kaplık dosya falan diye bildik istekler. Ama öğretmenimiz altına not düşmüş. Geçen yıldan yarım kalan defterler kalemler pastel boyalar varsa kullanılacak. Esasında hocamızı ilk gören ne kadar sosyetik bir bayan der. Ama hiç de öyle değildir kendisi. Çünkü sınıfımızın gelir grubu farklı olduğu için her çocuğu düşünmek istiyor bence. Ve haklıda. Dün de bahsetmiştim. Beslenmemiz toplu idi. Bir hafta boyunca evden bir şeyler götürmek gerekecek. Çünkü gelecek hafta başlayalım diyor öğretmen. Bence amaç farklı gibi geldi bana. Geçen yıl öğretmenimize bu konuda çok fazla hırpalamışlardı. Toplu olmasın bireysel yapalım beslenmeye diye. Hocamız da demişti ki. Ben size tekli beslenmeye geçelim dersem çocuklarınızın eline vereceksiniz parayı hergün "tost ve simit ye" diyeceksiniz demişti. Şimdi bana sanki ona test etmek istiyor gibi geldi bana. Ama bana tasası sabahtan başlıyor. Yarın beslenmeye ne koyacağım diye. Kek yapsam 1 dilim için mi yapacağım hadi yaptım diyelim kaç gün kek götürebilecek. Ayy bu durum çok vahim benim için. Çare bulmak lazım. Dünkü beslenmesini yemeden geri getirmiş. O zaman bir şeyler yedin mi dedim. Hayır dedi. Zaten çok yiyen bir çocuk değil. İyice aklım onda kalıyor. Acil olarak toplu beslenmeye gecelim. En azından biliyorum. Öğretmenimiz önündeki yiyecekleri bitirmeden kimseyi sınıftan çıkarmıyor. Bugün pastaneden sosisli kumrulardan alalım demiştim. Saat 06,30 da kimse bir şey yapmamışki. Kuru pasta aldık çıktık. Yarın ne koysam acaba ?
iftar:
1 kase çorba
1 dilim ekmek
1 adet elma
4 ymk kaş. sulu köfte
4 adet minik tuzlu kurabiye
sahur:
1 bardak süt
1 dilim ekmek
1 yumurta
peynir
zeytin
domates
hepinize kolay gelsin.

17 Eylül 2007

4 GÜN 56,50

Bugün okullar açıldı. Akşamdan oğlum 10 gibi uyudu. Ve sabah kaldırmak zor olmadı. 8 e 10 kala okulda olacaklarmış. Kahvaltı için tost hazırladım. Biraz kuru oldu. O yüzden tekrar yaptım. Yumuşak olsun diye. Ama oğlum onuda yarım yedi. Sonra giyindi. Babasını öptü. Amcasını ve babannesini de öpüp yola koyulduk. Biraz heyacanlı. Sabah saati olması nedeniyle üşüdük. Beslenme çantası hazırlamıştım. Baktım kimse getirmemiş. Genelde toplu beslenme yapıyoruz. Ama ilk gün diye ortalık karışık. Bende yanında bulunsun diye beslenme çantası hazırladım. Okul çok kalabalıktı. Bundan sonra ben bırakacağım için alışsam iyi olacak galiba.
sahur:
-1 dilim peynir
-4 zeytin
-1 tatlı kaş. reçel
-çay
-2 dilim ekmek

iftar:
- 1 kase çorba
- 4 ymk kaş. tavuklu güveç
-1 kase sütlaç
-1 kare çikolata
-1 dilim pide

15 Eylül 2007

3.GÜN 57,20


Dün işten çıkarken işte kalanlarda ummalı bir iftar sofrası hazırlıkları vardı. Daha her şey için sabahtan karar verilmişti. Şimdilik evde iftara yetişebiliyorum. Ama ilerki zamanlarda bende onlara katılabilirim. İftardan sonra yengem için yanına yolluk hazırladım. Bugün saat 3 gibi umreye gitmek için yola çıkacaklar çünkü. Bu pastane tuzlu kurabiyelerinden yaptım. 3 tepsini yarısını yengeme yolluk için kalan yarısını evdekiler için hazırladım. Onlarda çünkü bu kurabiyeyi çok seviyorlar. Teravih namazından sonra yengemlere gittik. Orda biraz oturduktan sonra geldik eve. Ve sonra da uyuyup kalmışım. Oğlum benim için saati 5 e kuruvermiş. (Oysaki 4,30 falan kursa daha iyi olurdu.Bunada şükür. Hiç kurmasa ne yapacaktım) 13 dk. yiyebileceğim ne varsa yemeğe çalıştım. Sonra tekrar yatmak için yatağıma gittim. Bir o yana bir bu yana döndüm, uyuyamadım. Sonra kalktım. Bulaşık makinesindeki temizleri yerleştirdim. Çorba pişirdim. Akşam yemeği için fırın poşetinde pişirmek üzere tavuk ve malzemeleri hazır hale getirdim. Baktım saat 06,45 hava aydınlanmış. Hemen eşofmanları giyip soluğu parkta aldım. 3 tur attım. Bu arada yürüyüş arkadaşlarımla karşılaştım. Onlarla birlikte bayağı vakit çabuk geçmişti. Ben çıkarken onlar devam ediyorlardı.

iftar:
- şehriye çorbası
-1-2 çatal biber patlıcan köz.salatası (adını unuttum)
-2 çatal bulgur pilavı
-cacık
-2 ymk kaş.taze fasulye
-kavun
-1 adet küçük tuzlu kurabiye (nasıl olmuş diye tadını bakmak için)
-1 adet kirim kırak (yengemde ucuz yırttım)
-bolca su

sahur:
-yulaf ezmesi
-1/2 elma (tamamını yiyemedim.vaktim yetmedi)

Ben tartılmamı sabah işe gelmeden önce yapıyorum. Bazı arkadaşlarım ise iftardan önce tartılyor. Hangisi ne kadar doğru bilmiyorum. İftar öncesi bu rakam dahada altta oluyor:)
Hepimize kolay gelsin.

14 Eylül 2007

2.GÜN 57,90

Hayatımda çok bir değişiklik yok aynı şekilde devam ediyorum. Dün o kadar yorulmuşum veya halsiz hissetmişim ki yemekten sonra uyuyakalmışım. Eşimde kaldırmayı kıyamamış. Mahalleden geçen davulcunun sesiyle uyandım. Sahurda bir şeyler atıştırdım. Sonra tekrar uyumuşum. Sabah da 8,25 de eşimin geç kalıyorsun demesiyle uyandım. Off ya ne kadar çok uyumuşum. Oysaki uyumak yerine evdeki işlerimi yapabilirdim. Artık onlarda bu akşama kaldı. Bir önceki akşam gardrobumu ve makyaj dolabı temizlemiştim. Ne kadar giymediğim ve küçük gelen kıyafetim varsa hepsini ayırdım. Sevgi eline vermek üzere. Çünkü benim işimi görmüyor. Zayıflasamda artık o kıyafetleri giyeceğimi zannetmiyorum. Ben hiç bir şeyi atmadığımı veya vermediğimi farkettim. 1 koli çıktı çünkü.

İftar da yediklerim
-1 dilim pide
-2 kaşık taze fasulye
-2 kaşık patates kavurma
-cacık

Sahurda yediklerim
- peynir
- zeytin
- domates
- 1 dilim ekmek

13 Eylül 2007

1.GÜN 59,1

Herkesin ramazan ayını kutlar sağlıklı olmanızı ve ülkemize hayırlara vesile olmasını dilerim.

Ben her razamanda 3-4 kilo veririm. Bakalım bu seferde verebilecek miyim. O yüzden hergün yazmaya gayret edeceğim. 59,10 ile start vermiş durumdayım.
Sahurda yediklerime gelince
-1 adet sosisli yumurta
-6 adet zeytin
-peynir
-domates
-çay






10 Eylül 2007

YORGUNUM

Evet bugünlerde kendimi çok yorgun hissediyorum. Yürüyüş yapabilmek için sabahın altısında kalkıyorum. 1-1,5 saatlik yürüyüşten sonra eve gelip duş alıp işe gidiyorum. Yeme içme işlerim ise gayet iyi gidiyor. Yemek için yaşamıyorum yaşamak için yiyorum artık. Bu düşünce ise beni kilolarımda çok farkettirdi. Ama henüz istediğim kiloya inemedim hala. İnşallah ramazan ayında olacak diyorum. Esasında istediğim kiloya inene kadar da yazmayı düşünmüyordum.

******

Geçenlerde okuduğum bir makalede şöyle diyor.

Dengeyi koruyun***Yaşamınız yedi kritik alandan oluşur. Sağlık, aile, maddiyat, eğitim, sosyallik, profesyonellik ve manaviyat. Her gün her alana eşit zaman ayıramazsınız. Ama uzun vadede her alana yeterli miktar ve kaliteli zaman ayırırsanız yaşamınız dengelenir. Yok eğer bu alanlardan herhangi birini (iki yada üç olması faketmez!) ihmal ederseniz dengenizi yitirir ve başarınızı sabote edersiniz. Sağlığınız için şimdi zaman ayırmazsanız, daha sonra hastalığa zaman ayırmak zorunda kalırsınız. Ailenizi ihmal ederseniz, aileniz terkedebilir ve ilişkileri kurmak için çok zaman ayırabilirsiniz.

konunun bu kısmı çok ilgimi çektiği için sizlerle paylaşmak istedim. Sağlımı korumak adına rejim yapmam gerekli. Yediklerimi içtiklerimi dikkat etmeliyim. Çünkü aile faktörü olarak annemde şeker var. Ve ırsi olması nedeniyle böyle bir tehdit söz konusu. Eğer kendimi dikkat etmezsem bende şeker hastası olmamam içten bile değil.
Oğlum bu sene sabahçı. Sabah erken kalkıp yürüyüşlerimi devam ettirmek nerdeyse imkansız hale geliyor. Be nedenle kendime koşu bandı alma niyetindeyim. Ama şu an için sıfır alma gibi lüksüm yok. Çünkü apartmana dogal gaz bağlattırıyoruz. Bu nedenle ekstra masraf çıkarmamalıyım. 2. el almak aklımdan geçiyordu. Eğer alırsam yürüyüşlerimi akşama kaydırmış olurum diye düşünüyorum. Müşterilerimizden birisinin elinde varmış. Satmak istiyor. Bende eşimle konuştum. Olur dedi. Almak zor değilde. Bazen yaparız şimdi onu alıpta kenarda bekler mi acaba. Nasıl olsa elimin altında deyip her defasında sonraki günlere mi atarım acaba diye kendi kendime bitireceğim nerdeyse. Dışarda yürüyüş yapmayı her zaman seviyorum. Komşumda da koşu bandı var. Ama benimle parkta yürüyüş yapmayı tercih ediyor. Boşuna mı yatırım yapmış olurum diye endişem yok değil yani......Eğer bu konuda fikri olan varsa lütfen yazsın....

6 Eylül 2007

BİRAZ DA GÜLELİM


Bugün mail gelmişti. Çok güzel bir kaç fıkra vardı. Ve hoşuma gitti. Sizlerle de paylaşmak istedim.

.> >>>Butun zeki kadinlara sevgiyle:)))))
******Kari & Koca.
Bir cift hic konusmadan arabayla yolda gitmekteydi. Daha onceki bir tartisma munakasaya donusmustu ve hicbiri teslim olmak istemiyordu. Keci, katir ve domuzlarla dolu bir ciftligin yaninda gecerken koca, alayci bir bicimde sorar: 'Akrabaların mı?' Karisi 'Evet' diye cevap verir ve ekler, 'Senin taraftan akrabalarim'
******Kelimeler
Kocasi karisina kadinlarin bir gunde kac kelime kullandigina dair bir makale okuyordu... Erkeklerin 15,000 kelimesine karsilik 30,000 kelime Karisi yanitladi: 'Sebebi erkeklere herseyi tekrar etmek zorunda olmamizdir.' Kocasi karisina dondu ve sordu 'Efendim?'
******Yaradilis
Bir gun bir adam karisina sordu: 'Ayni zamanda nasil hem bu kadar salak hem de bu kadar guzel olabildigini anlamiyorum.' Karisi yanitladi: 'Aciklamama izin ver. Allah beni sen cekici bul diye cok guzel yaratti; Allah beni ben seni cekici bulayim diye cok salak yaratti!'
****** Konusmama Cezasi
Bir kari koca evde problemler yasamaktaydi ve birbirlerine konusmama cezasi uygulamaktaydi. Aniden adam ertesi gun karisinin kendisini sabah 5:00 da is icin bir ucusu oldugundan uyandirmasi geektigini hatirladi. Sessizligi ilk bozan (ve KAYBEDEN)kendisi olmamak icin, bir kagidin uzerine 'Lutfen beni sabah 5:00 da uyandir.' yazdi ve notu karisinin bulabilecegi bir yere birakti. Ertesi sabah, adam uyandi ancak saatin 9:00 oldugunu ve ucusu kacirdigini farketti. Cok kizdi, tam karisinin onu neden uyandirmadigini soracakken yatagin yaninda bir parca kagit buldu. Kagitta 'Saat 5:00. Uyan' yazmaktaydi.
Erkekler bu tip yarismalar icin yeterli donanima sahip degiller. Allah erkegi kadindan once yaratmis olabilir, ancak saheserden once her zaman bir kaba taslak vardir.

1 Eylül 2007

EYLÜL DE GELDİ.

Şöyle böyle derken 1 ayı daha geride bıraktık. Ama ne yazık ki bende hala bir gelişme yok. Regl bitmesine rağmen 59,10 dayım. Eylül bari iyi geçse. Birçok yenilik olacak. Okullar açılacak. Oğlum bu sene sabahçı. Okul çok yakın olması nedeniyle ben bırakacağım. Saat 8.00 de okulda olacaklar bildiğim kadarıyla. Eee böyle olunca saat 7 gibi oğlumu uyandırıp kahvaltı giyinme fasıllarından sonra okula gidilecek. Böylece benim yürüyüşler iptal olacak. Birde önümüzde ramazan var. Bu da benim hayatımda önemli bir etken. Genelde ramazan ayı döneminde kilo veririm. İnşallah bu senede verebilirim de hedefe tutturabilirim.

Bugünlerde hep kendimle uğraşıp duruyorum. Özellikle kendimi eşimle kıyaslar oldum. Biliyorsunuz 1,5-2 paket sigara içen eşim 14 günlük çabaşı sonunda son 4 gündür sigara içmiyor. Ne kadar çok mutluyum bilemezsiniz. Eşimle ilk tanıştığımız dönemlerde bir sigarayı bırakma girişimi olmuştu. Bana paketini verip kendisinin belirlediği saatler dışında vermemem konusunda beni sıkı sıkı tembihlerdi. O zaman anlamıştı. Ben sigarayı bırakamam der dururdu. "Çünkü ben sigaraya aşık birisiyim." derdi. 12 yıldan beri hiç bir zaman sigarayı bırakacağım diye bir kelime çıkmamıştı ağzından. Bu sene ise etrafında çoğu arkadaşı sigarayı bırakmış ve kendisine gelen mailler daha çok ilgilendirir olmuştu. Ve bundan 14 gün önce bana sigarayı bırakacağım dedi. Ve ben böyle bir şey duydum ya eşimden artık ölsemde gam yemezdim. Çünkü ben hayatımda hiç sigara kullanmayan birisi olarak bana sigara içmek insanın kendine yapabilecek en büyük kötülüklerden birisi olarak geliyordu. 10 gün boyunca sigarayı azalttı. 10. günde 6 adet sigara içiyordu. 10. günün gecesinde "Ben yarın sigarayı bırakıyorum" dedi. Ve dört gündür içmiyor. Ve bütün arkadaşlarına da söylüyor. Amacı şu. Sigarayı bıraktığımı söyleyimde beni sigara içerken görmemeleri için hani sen bırakmıştın desinler diyeymiş. O yüzden böyle bir şeyi kaldıramıyacağı için kesinlikle başlamayı düşünmüyor.

Ben kendimi şöyle bir düşünüyorum. Ben ne zamandır kilolarımla boğuşup duruyorum diye. Ama nafile. Artık yap boz tahtasına dönmüşüm. Eskiden bende yapacağım dediğim şeyleri kesinlikle yapardım. Çok iradeli birisiydim. Artık öyle birisi değilim. Keşke olabilseydim. Hayatımızdaki güzel örneklerimiz var. 30-35 kilo vermiş arkadaşlarımız var. Niçin ben de yapamayım. Niçin benimde bir başarı hikayem olmasın ki?



Sizlerin destekleri sayesinde inşallah olacak diyorum. Çünkü bunda moral şart. Kendine güvenin olması şart. Bunlar olmayınca olmuyor. Her şeye rağmen hayat güzeldir diyorum arkadaşlar. Sizlerle daha sık görüşmek üzere.....Herkese kolaylıklar diliyorum....